30 Ağustos 1990 Tataristan’ın Bağımsızlığı Günü

15:23:46 | 2022-08-30

Köklü bir geçmişe ve zengin bir kültüre sahip olan Kazan Tatarları tarih sayfalarında derin iz bırakan bir millettir. 1552 yılında Kazan Tatarlarının son bağımsız devleti Kazan Hanlığı’nın Ruslar tarafından işgal edilmesiyle birlikte Tatarlar Rus esareti altına girmiş ve yüzyıllardır zulme maruz kalmıştır. Kazan Tatarları esaret altındayken bile millî bağımsızlık fikrinden asla vazgeçmemiş, mücadelelerini sürdürmüştür. Rus boyunduruğundan kurtulup Kazan Hanlığı’nı yeniden kurmak uğruna süren savaşımda birçok millî lider ortaya çıkmış Rus’a karşı ayaklanmalarda önderlik etmiştir. Hayatları pahasına mücadele eden bu kahramanlar bugün de milletimizin aklında ve kalbindedir. Kazan Tatarları bağımsız bir devlet kurma hayalinden asla vazgeçmemiş, her zaman fırsat kollamıştır. Yüzyıllar boyunca devam eden bu mücadele kâh gizlice beklemede kalmakla, kâh isyan şeklinde başkaldırışlarla sürdürüle gelmiştir. Kazan Tatarları çınar ağacına benzer, dallarını budaklarını kesseler de köklerinden tekrar doğar ve kocaman bir ağaç olurlar.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk: “Türk, esaret kabul etmeyen bir millettir. Türk milleti esir olmamıştır”, demiştir. Kazan Tatarları da Rus esaretini asla kabul etmemiş ve bağımsızlığını kazanmak için elinden geleni yapmıştır. XX. yüzyılda bağımsız bir devlet kurma yolunda üç büyük girişim olmuştur. 1917 Şubat ve Ekim Devrimleri, Kazan Tatarları başta olmak üzere tüm bölge halkını heyecanlandırmış, değişimden bağımsızlık çıkacağı umuduyla büyük çoğunluk Bolşeviklerin yanında yer almıştır. Çok zaman geçmeden Bolşeviklerin Çarlık dönemi yöneticilerinden farklı olmadığı sadece rejimin adının değiştiği ortaya çıkmıştır. Ancak bu durum Kazan Tatarlarını millî bağımsızlık fikrinden vazgeçirmemiş, mücadele sürmüştür. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Almanlara esir düşen İdil-Ural bölgesi Türkleri İdil-Ural Lejyonu çatısı altında birleşerek bağımsız devlet kurma fikrini 1944 yılında İdil-Ural Kurultayı’nda gündeme getirmiş, konu kurultayın ana gündem konusu olmuştur.

 

1985 yılında Mihail Gorbaçev’un (1931) SSCB yönetimine gelmesi ülkede büyük değişimlerin yaşanmasına neden oldu. SSCB halkının hiç duymadığı ve alışık olmadığı “perestroyka”, “glasnost” gibi tabirler kullanıma girdi. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının habercisiydi bu yaşananlar. 1989 yılında Berlin Duvarı’nın yıkılması kararı da yaşanacakların bir işaretiydi. Değişimle birlikte esmeye başlayan demokrasi rüzgârları Kazan Tatarlarını da es geçmedi. Dalları kesilen büyük çınar tekrar filizlenmeye başladı. 1980’li yılların sonlarında milliyetçiliği ön planda tutan sivil toplum kuruluşları ve partiler kurulmaya başladı. Bu Kazan Tatarlarının yeniden yükselişiydi. Bilindiği üzere, 27 Mayıs 1920’de Tataristan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Tataristan, Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’ne (RSFSC) dâhil olmuştu. 1990 yılının 30 Ağustos tarihinde Tataristan hükümeti devlet bağımsızlığı beyannamesini kabul etti. Böylece, Tataristan’ın Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’nin bir parçası olmadığını tek başına bağımsız bir devlet olduğunu dünyaya duyurdu. 30 Ağustos tarihinde kabul edilen bağımsızlık beyannamesi bir başlangıcın sonu mu, bir sonun başlangıcı mı ya da yeni bir dönemin arifesi miydi? Bunu zaman gösterecekti. 30 Ağustos 1990 tarihinde Tataristan’ın bağımsızlık beyannamesi kabul edildikten sonra o gün Cumhuriyet Bayramı, Bağımsızlık Günü olarak kutlanmaya başlandı. Yaşananlar Rusların hoşuna gitmemiş, onları tedirgin etmişti. Ayrıca Tataristan halkının %75’inin RSFSC Başkanı seçimine katılmaması Tataristan’ın bağımsızlık fikrinin yalnız Tatarlar tarafından değil Tataristan’da ikinci büyük nüfus olan Ruslar ve diğer milletler tarafından da desteklendiğinin bir göstergesiydi.

TOYŞAD Kazan Tatar Bölge Başkanı Roza Kurban




ETİKET :  

Tümü