NE YAPTIKLARINI KENDİLERİ DE BİLMİYOR!

20:52:54 | 2023-01-10
Av. Hasan DOYDU
Av. Hasan DOYDU      [email protected]

NE YAPTIKLARINI KENDİLERİ DE BİLMİYOR!

Önceki yazılarımızdan hatırlanması gerekir; Ülkemizin bunca sorunları varken ve türban bu ülkenin sorunu olmaktan çıktığı halde Sayın Kılıçdaroğlu’nun türbanı Laiklik ilkesine aykırı şekilde Anayasal güvence altına alınması şeklindeki çıkışını Akp çok iyi değerlendirerek Meclise getirmek üzere çalışmalar başlatmıştı. İktidarın bu amaçla tüm partilerle görüşme talebine Chp,İyi P ve Hdp’den ret cevabı verilmiş.

Türban konusunun Meclise gelmesi halinde 400’ün üzerinde vekilin evet oyu olursa referanduma gerek olmayacak ancak 360’ın üzerinde bir oyla kabul edilmesi halinde ülkenin 3 ay içinde referanduma gitmesi gerekiyor. Muhalefet desteği olmadan 400 vekilin veya 360 vekilin bulunması mümkün değil.

İktidarın muhalefetle görüşme talebini kabul eden muhalefet ise şimdi bu talebi kabul etmiyor. Buna rağmen konu Meclise gelir ve 360’dan fazla vekilin evet oyu çıkırsa ayrı bir dert, zira böyle bir durumda genel seçimlerin ertelenmesi dahi söz konusu olabilir. Şayet 360’ın altında kalması yani muhalefetin desteğini vermemesi bu konuyu ortaya atan muhalefet için ayrı bir sorun olacaktır.

Bunun gibi, örneğin Mahkemenin İmamoğlu’na ceza kararını açıkladığı gün sayın Kılıçdaroğlu’nun yurt dışı gezisini kesip gelmesi bir destek değildi, Kılıçdaroğlu hemen o akşam gelerek İmamoğlu ve Akşener’e “siz benim arkamdan ne iş çeviriyorsunuz?” demek istedi ki, zaten o akşam CB adayı gibi konuşan İmamoğlu ertesi gün ben görevimin başındayım, demek durumunda kaldı. Sayın Akşener ise, bizim İmamoğlu’nun yanında olmamız kadar doğal bir şey yok açıklamasını yapmak zorunda kaldı.

Birkaç gün önce Sayın Davutoğlu’nun Millet İttifakının seçimi alması halinde masadaki 6 Liderin eşit imza yetkisi olacak demesi, mevcut sistemdeki Başkanlık benzeri yetkilerin 6 kişi ile eşit paylaşılacağını gösteriyor ki, bu Başkanlık sisteminde koalisyon demek anlamına gelmiyor mu? Parlementer sistemde bu belki yürütülebilir ancak mevcut sistemde yürütülmesi mümkün değil.

Nitekim; İyi p parti sözcüsünün bu gün yaptığı açıklama da, Davutoğlu’nun bu söylemlerinin uygulanabilir bir şey olmadığını açıkladı.

Sözcü açıklamasında bununla da kalmadı; “..partili bir milletvekilinin, 15 Temmuz akşamı Akşener’in yanındayken Fetö darbesinin gerçekleşmesi halinde o anda verecekleri tepkinin kendilerini ipe! götüreceğinden çekindikleri için yeterli tepkiyi veremediklerini..” dile getiren açıklamasının talihsizlik olduğunu söyledi.

Hani, Sayın Kılıçdaroğlu’dan beklemiyoruz ama Ülkü Ocakları eski genel Başkanı merhum Sinan Ateş’in katledilmesine Akşener’in bir taziye veya kınama mesajını da yayınlamaması, dün bu kesimin omuzlarından kurulan partisi adına vefasızlığın ötesinde bir talihsizliktir.

Seçmenin CB adaylığına olan desteği nedeni ile adı sürekli 6’lı masaya gelen Sayın Mansur Yavaş ile ilgili HDP’nin karşı çıktığımız tek isim Mansur Yavaş’tır açıklamasına Millet İttifakından hiçbir partinin itiraz etmemesi de masanın altının boş olmadığını göstermektedir.

Tüm bunlara rağmen seçime giden Ülkemizin bu iki başarısız ve tutarsız kutup arasına sıkışmak zorunda olmadığını aylardır halka anlatan partilerde var. Bu anlamda Fatih Altaylı sanıyoruz seçmende karşılığını görmese şu sözleri söylemezdi; “…Bir tek Zafer Partisi doru yada yanlış kendi içinde tutarlı bir doktrini,siyasi ve sosyolojik bir ana fikri var”

Vatanseverlik gerekir ise yedi düvele karşı olabilmektir, siyaset ise bir duruş olduğu kadar yeni ve farklı bir şeyler söyleyebilmektir. Başarı ise tüm bunların üzerine bina edilecek bir inançtır. Şayet hala demokratik bir ortam varsa siyasetçinin dayanabileceği yegane güç Milletin bağrıdır.

 

 




ETİKET :  

Tümü