1

Sinan Ateş Dosyasında Ülkü Ocakları ve MHP

Sinan Ateş’in 30 Aralık 2022 Tarihinde çıkan silahlı çatışma sonrası öldüğü gün ,henüz failler belli olmamasına rağmen, medya ve sosyal medyada bazı çevreler tarafından olay “ÖRGÜT” içi infaz denilerek tam da bazı Avrupa ülkeleri ile ABD Temsilciler Meclisinin istediği gibi “Terör Örgütü” iması yapılarak Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi üzerine yıkılmaya çalışılmıştır. Bununla da kalmamış “İnfaz” talimatını MHP Genel Başkanı Sayın Dr.Devlet Bahçeli’nin verdiği, MHP Genel Başkan Yardımcıları Prof.Dr.Edip Semih Yalçın ve Dr.İzzet Ulvi Yönter’in bu talimat doğrultusunda Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ile MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’u görevlendirdiği kamuoyuna boca edilmeye başlandı.

   MHP’nin siyasi muarızları mal bulmuş mağribi gibi bu menfur cinayetin üzerinden Milliyetçi-Ülkücü Harekete saldırırken, etki ajanları da boş durmuyor Cumhur İttifakını yıkmak için dedikodu ve fitne kazanının altına odun atmaya devam ediyorlardı.

   Peki bizler vatandaşlar olarak 14 Mayıs 2024 tarihinde (15,5 Ay sonra) bu olayın “tek bir açıdan” yayınlanan video görüntülerine kadar bu olay hakkında ne biliyorduk?

   “Eray Özyağcı adında bir tetikçi geldi, Sinan Ateş’e beş el ateş ederek öldürdü, Sinan Ateş’in yanında yeğeni olan Selman Bozkurt’u da maktulü korumaya çalışırken omuzundan iki el ateş ederek vurduktan sonra Gölbaşı yolunda Tolgahan Demirbaş’ın arabasına bindiği daha sonra ise Ülkü Ocaklarının araçlarına bindirilerek önce Bolu’ya oradan da Avukat Serdar Öktem tarafından İstanbul’a kaçırdı” diye biliyorduk. Çünkü sosyal medya platformlarından, yazılı basından ve televizyon kanallarından yedi gün yirmi dört saat olayın böyle olduğunu dinledik.

   İşin ilginç yanı bütün dezenformasyon yapılırken dosya da “GİZLİLİK KARARI” vardı!..

   26.04.2024 Tarihinde iddianame kamuoyuna açıklandı. Tam 145 sayfa ana iddianame ve 8.000 sayfayı geçen ek klasörler ile birlikte.

   Ne olduysa da iddianame açıklandıktan sonra oldu. Çünkü kamuoyuna yedi gün, yirmi dört saat yanlış, eksik, taraflı bilgi verildiği faş oldu.

   Peki neler öğrendik?

• Aslında bu olayın bir silahlı çatışma olduğu,

• Tetikçi Eray Özyağcı’nın maktul Sinan Ateş’in ayaklarına ateş ettiği,

• Selman Bozkurt’un, Sinan Ateş’e ait olduğunu iddia ettiği ruhsatsız silahla çatışmaya katıldığı,

• Olayda Ahmet Keçik isimli bir kişinin daha olduğu, silahlı çatışmaya dahil olduğu ve kolluk kuvvetlerine halen teslim edilmeyen ruhsatsız silahı olduğunun kamera kaydından tespit edildiği,

• Olaydan sonra Selman Bozkurt’un talimatı ile Ahmet Keçik tarafından kendileri tarafından kullanılan 3 adet silahın Sinan Ateş’in avukatı ile birlikte kullandığı ofise kaçırılarak, ofis çalışanına verildiğinin beyan edildiği, bu silahlardan sadece ikisinin olaydan saatler sonra parmak izlerinin ve atış artıklarının temizlenmiş olarak kolluğa teslim edildiği,

• Ahmet Keçik hakkında savcılık makamının 31.12.2022 tarihinde yakalama emri çıkarmasına, olayda kendisine ateş edilmesine, kendisinin de Eray Özyağcı’ya ateş etmesine rağmen müşteki veya sanık olarak dosyada yer almadığını,

• İlk otopsi raporu ile adli tıp kurumunun raporlarının bir biri ile çeliştiği ve adli tıp kurumu otopsi video kaydının olmadığının söylendiğini,

• Maktulün farklı markalarda mermilerle vurulduğunu,

• Selman Bozkurt’un avuç içlerinde atış artığı olmadığını,

• DW kanalının yayınladığı görüntülere göre olay yerini tam gören MOBESE kamerası olduğunu ve görüntülerin dosyaya konmadığını,

• Yine olay yerini tam gören Müslüm Kebap’a ait kamera olduğunu bu görüntünün de dosyaya konmadığını,

• Yine olay yerini tam gören Ehlikeyf Kafeye ait kamera olduğunu bu görüntünün de dosyaya konmadığını,

• Motoru kullanan Vedat Balkaya’ya geldiği iddia edilen konum ile Tolgahan Demirbaş’ın Emre Yüksel’e attığı iddia edilen konumun farklı olduğunu ve iki konum arasında 2.7 Km. fark olduğunu,

• Eray Özyağcı’nın, Tolgahan Demirbaş’a ait araca bindiği iddialarının boş olduğunu, yayınlanan görüntülerde bırakın aracın plakasını, model, marka, binen veya araçta bulunan kişiyi aracın renginin bile olmadığını,

• Tolgahan Demirbaş’ın aracında yapılan incelemede araç içerisinde başka insanların parmak izi ve DNA’sı çıkarken Eray Özyacı’ya ait hiçbir ize rastlanmadığını,

• Olcay Kılavuz’un evinden alındığı söylenen Tolgahan Demirbaş’ın, Polis tutanağına göre bir cadde üzerinde aracına binmek üzereyken gözaltına alındığını,

• Tetikçiyi Bolu’ya götürdüğü iddia edilen Ülkü Ocaklarına ait araçların yayınlanan görüntülerinde tetikçinin olmadığını, HTS ve PTS kayıtlarında tetikçiye ait en ufak bir iz olmadığını, bu araçların Bolu istikametine giderken durdukları her işletmenin çalışanlarının ifadelerinde ve kamera kayıtlarında tetikçiye ait en ufak bir emarenin olmadığını,

• Tetikçiyi Bolu’dan alarak İstanbul’a götürdüğü iddia edilen Avukat Serdar Öktem’in olay öncesi, olay günü ve sonrasında İstanbul’dan ayrılmadığının şahitler, HTS, PTS ve kredi kart harcaması ile ispat ettiğini,

Öğrendik.

Peki bu süreçte başka neler öğrendik?

• Cinayetin “Motivasyonu” olarak gösterilen Sinan Ateş “Bahçeli sonrası MHP Genel Başkanı olacaktı bu yüzden Prof.Dr.Edip Semih Yalçın ve Dr.İzzet Ulvi Yönter tarafından torbacılara! Öldürtüldü.” Tezi bizzat Sinan Ateş tarafından, olay olmadan dokuz ay önce gazeteci İsmail Saymaz’a verilen telefon mülakatında yalanlandı. Bu mülakatta Sinan Ateş’in açık bir şekilde siyasette olmayacağını ve akademik kariyer yapacağını dile getirdiğini,

• Yine aynı mülakatta Sinan Ateş’in bir çok terör örgütü tarafından tehdit altında olduğunu, bu yüzden koruma kararı olduğunu,

• Bu duruma rağmen savcılığın ve kolluğun bu konuda bir çalışma yapmadığını

Öğrendik.

   Bu öğrendiklerimiz ışığında vatandaş olarak aklımıza takılan soruları Ana Yasa’mızın bize verdiği haklar ışığında soralım.

- Aleyhlerinde hiçbir “Somut Delil” olmamasına rağmen Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve Avukat Serdar Öktem neden cezaevinde?

- Ön otopsi raporu ile adli tıp raporu neden çelişiyor?

- Adli Tıp otopsi videosu neden yok?

- Müslüm Kebap, Ehlikeyf kafe ve olay yerini tam olarak gören MOBESE Kamera görüntüleri dosya var mı?

- Olaydan bir gün sonra kamera görüntülerinde hiçbir şey belli olmazken ve o yoldan yüzlerce açık renkli araç geçerken, o aracın Tolgahan Demirbaş’a ait olduğunu nasıl anladınız?

- Olay yerinde bulunan boş kovanlar üzerinde parmak izi incelemesi yapıldı mı? Yapıldı ise dosyaya konuldu mu?

- Sanıkların lehine olan ifadeler ve somut deliller 145 Sayfalık iddianameye veya 8.000 sayfalık ek klasörlere konuldu mu? (Örnek olarak vermek gerekirse Tolgahan Demirbaş’ın, Eray Özyağcı’yı götürdüğü iddia edilen çiftliğin iki çalışanının ifadeleri ile Avukat Serdar Öktem’in HTS, PTS, Kredi kartı dökümü ile Baz İstasyonu kayıtları)

- Ahmet Keçik hakkında yakalama talimatı çıkmasına rağmen dosyada müşteki veya sanık olarak neden yok?

- Sinan Ateş’in telefon kayıtlarına göre pizzacı kılığında insanların evine adamlarını gönderdiği, daha yeni birini dövdürdüm şeklinde ifadeleri olduğu, bu döven veya pizzacı kılığında insanların evine gönderdiği kişiler hakkında veya “Mevcutlardan birkaç kişiyi indir” şeklinde talimat veren kişi hakkında her hangi bir işlem yapıldı mı?

- Sinan Ateş’in kaç tane telefonu var? Bu telefonların kaçı hangi tarihe kadar incelendi?

- Bu davada azmettirici olduğunu itiraf eden, olayın motivasyonu olarak da Sinan Ateş’e toplam 650.000Tl. verdiğini söyleyen Doğukan Cep’in iddialarına yönelik MASAK Tarafından araştırma yapılması istendi mi? İstendi ise bu rapor dosyada var mı?

- Televizyon ve sosyal medya hesaplarında soruşturmada “GİZLİLİK” kararı varken, Dünya’nın en büyük gençlik teşkilatı olan Ülkü Ocakları’nı ve en eski ikinci partisi olan MHP’yi suçla ilişkilendirmeye çalışarak dezenformasyon faaliyeti yürüten kişi, kurum ve kuruluşlar hakkında her hangi bir işlem yapıldı mı?

- Televizyon ve sosyal medya hesaplarında soruşturmada “GİZLİLİK” kararı varken, MHP Genel Başkanı Sayın Dr.Devlet Bahçeli’nin verdiği, MHP Genel Başkan Yardımcıları Prof.Dr.Edip Semih Yalçın ve Dr.İzzet Ulvi Yönter’in bu talimat doğrultusunda Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ile MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’u suçla ilişkilendirmeye çalışarak dezenformasyon faaliyeti yürüten kişi, kurum ve kuruluşlar hakkında her hangi bir işlem yapıldı mı?

   Ezcümle dostlar;

   Bu konuyla yazacak çok sözümüz var. Daha geniş halini “Mehmet Kerim Akçoru” isimli Youtube Kanalımda bulabilirsiniz.

   Biz bu dosyaya baktığımızda şerefli insanların, kurumların itibar suikastine uğradığını, siyasi muarızların bu dosya üzerinden siyasi rant elde etmeye çalıştıklarını, bu kişiler ve kurumlarla sorunları olanların söz konusu menfur cinayet üzerinden egolarını tatmin ettiklerini, etki ajanlarının çalıştıkları istihbarat örgütleri adına görevlerini yerine getirdiklerini görüyoruz.

   Bizim gibi sıradan vatandaşlarsa bu menfur cinayetin Ülkü Ocakları ve MHP’nin üzerine yıkılmaya çalışıldığına inanıyor.

   Vesselam…

Mehmet Kerim Akçoru

 

 

 

 

 

1