15 TEMMUZ DARBESİ, DEVLET BAHÇELİ VE MHP KONGRESİ

20:41:27 | 2021-03-21
Av. Hasan DOYDU
Av. Hasan DOYDU      [email protected]

İktidar partisi 2010 referandumundan sonra bana göre bunun bir gereği olarak “açılım” politikalarını devreye sokmuştu. Neler yaşandığı herkesin malumu olduğu için onları tekrarlamayacağım.

 

Ancak; terör örgütlerinin bu anlamda Pkk ve Fetö’nün ideolojik olarak örtüşmeseler bile doğuda müşterek hareket ettiklerini hep söyleye gelmiş biriyim.

 

Bunu Devletimiz de görmüş olmalı ki 2013 yılı, esasen 15/25 aralık denilen süreçle birlikte Devletimiz gereken refleksi göstererek doğu/güneydoğu illerinde taş üstünde taş bırakmadı. Deyim yerinde ise inlerine girildi. 

 

Bu arada 2015 yılında 4 ayda iki seçim yaşandığı herkesin malumu. 2015 yılı Haziran seçimlerinde Fetö, iktidara ilk uyarısını yaptı. Hatırlayınız, haziran seçimlerinden itibaren hükümetin kurulması adına 2 ay havanda su dövüldü.

Hükümet, Sayın Davutoğlu üzerinden bana göre geri adım atarak 1 kasım seçimlerinde cemaatin tekrar desteğini alarak tek başına iktidar oldu.

 

Oldu da, bu çok uzun sürmedi; Davutoğlu hükümeti 15 temmuz darbe girişiminden sadece 3 ay önce istifa ettirilerek Sayın Binali Yıldırım getirildi. Demokrasi adına şeklen bakılır ise bu sivil bir darbe idi ve bana göre esasen 15 Temmuz’un habercisi idi. 

 

Bu konuda daha sonra iktidar aktörleri benim savımı teyit eden benzer açıklamalar yaptılar. 

 

2013 yılı 17/25 Aralık gelişmeleri üzerine Sayın Devlet Bahçeli’nin saatini durdurduğu herkesin malumu. 

 

1 Kasım 2015 seçimlerinden itibaren partisi içinde genel başkanlık/imza toplanması süreçleri başlayan Sayın Devlet Bahçeli nezdinde, bugün (benim için 2 yıl önce 2018 seçimleri ile) kısmen anlayabildiğimiz bir operasyon başladığını da görmekteyiz. 

 

15 Temmuz kalkışması gecesi Devletin başı olan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın uçağının rota değiştirerek ülke dışı bir yer yerine İstanbul hava limanına yönelmesinde 1.Ordu Komutanı ile Sayın Devlet Bahçeli’nin etkili olduğunu herkesin malumudur. 

 

Sayın Devlet Bahçeli’nin 15 Temmuz’dan itibaren çoğuna göre “çark etmesinin” gerekçelerini bu şekilde anlamak gerekir, diye düşünüyorum. 

 

Bu arada; 1 Kasım 2015 tarihinden itibaren önce Mhp içinde ve 15 Temmuz’dan itibarende Mhp dışında gelişen ve özetle Meral Akşener’in parti kurmasına giden süreçte; gerek Mhp içinde ve gerekse Mhp dışında Devlet Bey’in kendisi ve Mhp üzerindeki siyasi hamleleri kendi adına bertaraf ettiğini görüyoruz. 

Muhaliflerin yaptığı siyaset ise bana göre Devlet Bey’de akıllı bir siyaset yapmış, bunu yaparken de Devlete ve Devletin bekasına sahip çıkan bir argüman üretmiştir. Sayın Devlet Bahçeli’nin Akp ve Tayyip Bey’e destek verirken Devletin bekasına sahip çıktığı noktasında Akp seçmeninde büyük bir sempati toplamış, bu genel seçimlerde de oy olarak kendisini göstermiştir. 

 

Bugün kabul ederiz etmeyiz ancak; Cumhur ittifakında Devlet ve Devletin bekası güçlü bir çimento iken, karşı ittifakın sadece Recep Tayyip Erdoğan ve Akp’yi siyaseten al aşağı etme adına, Sayın Akşener’in deyimi ile “proje” olmaktan öteye gidememiştir. 

 

Kendi adıma ben siyasette eskisi veya yenileri ile herkese bir rol verildiği düşüncesindeyim. Görünüşte ülkedeki siyasi çıkmazla girilip yaşanan 15 Temmuz kalkışması ve sonrasındaki siyasi ve yargısal gelişmeler zaten açmazda olan Türk Siyasetindeki taşları tümüyle dağıtmış ve bu taşlar halen toplanamamıştır. 

 

Konuyu toparlarsak; geçtiğimiz günlerde kongresini yapan Mhp’de Sayın Devlet Bahçeli 15 Temmuz’a kadar yıpranan siyasetinde geçen 5 yıldaki bu sürecin kazananıdır. 

 

Bu süreçte ülkücü milliyetçi camia Başbuğ Alparslan Türkeş’ten sonra belki de en çok bu kadar dağıldığı da bir gerçektir. Camiada herkes ayrılmış, ayrışmış, birbirine küskün veya dargındır. Bu sonuca hizmet eden yegane aktör ise “biz sola oy vermeyecek kesimlere oy verdirttik” diyen Akşener’dir. Kastetttiği ise; Hdp’nin ağırlıklı olduğu yerlerde yerelde Chp’nin kazanmasıdır. Akşener; tüm bunları söylerken, kendi üstlendiği misyon veya kendisinin ne kazandığını açıklayamamıştır. Bugün, kendisinin %7, partisinin % 9 aldığı seçimlerden sonra sadece kendi hareketi ve partisinden 4 parti ve hareketin oluşarak ayrılmıştır. 

 

Geçen hafta grup toplantısında bir çocuğa andımızı okutan Akşener’in Pervin Buldan’lı tweete saygı duyduğunu, örgütleri, birçok eski ve yeni belediye başkanları ile milletvekillerinin evlerinde yapılan aramalarda çok sayıda örgütsel doküman ele geçen Hdp’lilerin dokunulmazlığına ve Hdp’nin kapatılmasına evet demeyeceklerini belirten de aynı Akşener’dir. 

 

Bağlamak gerekir ise; geçtiğimiz günlerde kongresini yapan Mhp’nin bu kongresi ve Myk listesi için; çevre, sosyal medya ve yazarların yazılarından şunu anlıyorum; şu anda Mhp’de olmayan kesimlerin bile Mhp’nin bu kongresine bel bağladıkları ama “aynı tas aynı hamam” gibi sözlerle hayal kırıklığı yaşadıklarını görüyorum. Demek ki; Mhp'de olunmasa bile Mhp üzerinde bir beklenti vardı veya var.

 

Mhp kongresindeki Myk listesinden yola çıkılarak bir öngörü yapılmasını ben sağlıklı bulmuyorum. Önümüzdeki günlerde, Mhp’deki gelişmelerin ülke siyasetiyle bağlantılı olarak çok gelişmelere gebe olacağını, 15 Temmuz ile tümüyle dağılan taşların yavaş yavaş yerine oturacağını tahmin ediyor ve olası bu gelişmelerin Ülkemiz ve Devletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum, saygılarımla. 




ETİKET :  

Tümü